Küresel mali piyasalar dün günü epey hareketli bir seyir izleyerek tamamladı. Öncelikle, ABD’de son devirlerde açıklanan dataların peş peşe beklentiyi karşılayamamasının bu eğilimde kelam sahibi olduğunun altını çizelim. Hatırlanacağı üzere, hafta ortası açıklanan enflasyon bilgilerinin ABD iktisadının soğuduğuna işaret etmesi sonrası perakende satışlar verisi de arka arda 6 ay süren aylık büyümenin akabinde geçen ay daralma kaydetmişti. Dün de işsizlik maaşı için yeni müracaatta bulunan Amerikalıların sayısı geçen hafta üç ayın en yüksek düzeyine çıkması, istihdam piyasasının da soğumaya başladığı istikametinde yorumlandı.
Petrolü Fed çökertti
Elbette, FED’in uzunca bir müddettir soyunduğu faiz artırımları ile enflasyonla gayretinde muvaffakiyet sağladığı ve ekonomiyi soğutmayı başardığı istikametinde yorumlanan bilgiler akabinde dün günün en sert hareket kaydeden finansal enstrümanı petrol oldu. Dün sabah bültenimizde, güçlü açıklanan stok verisi sonrasında Batı Teksas tipi (WTI) ham petrolün varil fiyatı 73 dolara kadar gerilediğine işaret ederken, günün ikinci yarısında Brent cinsi ham petrolün de varil fiyatı 77 dolar düzeyine kadar geriledi.
Daha neredeyse 1 ay evvel patlak veren İsrail-Hamas savaşına paralel Ortadoğu’da arzın kesileceği kaygısı ile Brent’in varil fiyatı 95 dolara kadar çıkmıştı. Teknik bir bakış açısıyla, Brent petrolde görünüm biraz ‘sıkıntı’ arz etmeye başladı. 71 dolar düzeyinin altında haftalık bir kapanış durumunda, düşüş ivme kazanabilir!
Türkiye kazanır
Petrolün elbette gerilemesi -ihracat yapan ülkeler için makûs bir haber olsa da- bizim üzere net ithalatçı ülkelerin enflasyon ve cari açıkla savaşı için uygun bir haber. Türk mali piyasalarında da havanın temkinli de olsa optimist olduğunu söyleyebiliriz. Yargıda yaşanan krizi şimdilik bir kenara bırakırsak, USDTRY kuru pek denetimli bir halde yavaş adımlarla yükselmeye devam ederken, yabancı kurumlardan gelen TL tahvil piyasasına yönelik olumlu görüşlerin bilgilere de yansımaya başladığını görüyoruz.
Örneğin, TCMB tarafından dün açıklanan ve 10 Kasım ile biten haftanın menkul değer istatistiklerine nazaran, yabancı yatırımcı uzun bir ortadan sonra manalı fiyatta tahvil almış: 131 milyon dolar meblağında devlet iç borçlanma senetlerinde portföyleri büyüdü. Bu gelişmeye paralel, hafta içerisinde %42 düzeyini aşan 2 yıllık gösterge tahvilin bileşik faizi de dün %40 düzeyine kadar geriledi.
CDS primleri 2.5 yılın tabanında, Borsa’ya can suyu
Öte yandan, içeride ve dışarıda hükümran olan ölçülü havaya paralel BIST100 endeksi günü %1,5 yükselişle tamamlarken, Türkiye’nin yabancı indinde risklerini yansıtan 5 yıl vadeli CDS risk primi 353 baz puan ile son 2,5 yılın en düşük düzeyine geriledi. ABD’de faiz indirimlerinin bittiği hatta ne vakit indiriminin başlayacağı tarafında sorular yüksek sesle sorulurken (bu sabah itibariyle vadeli faiz kontratları 2024 yılında neredeyse 100 baz puan indirim bekliyor) 10 yıllık gösterge ABD tahvil faizi de %4,44 düzeyine gerileyerek neredeyse son 8 haftanın en düşük düzeyini test etti.
ABD’de gösterge (risksiz) faizin gerilemesi ve beraberinde Türkiye’nin de risk priminin gerilemesi, eurobond fiyatlarını üst iterken, getirisinin de düşmesine neden oluyor. Bu bağlamda, 2047 vadeli USD cinsi Türkiye eurobondun da getirisi son 8 haftanın en düşük düzeyine gerilediğini not edelim.
Dolar düşebilir, riskli varlıklarda fırsat doğar
Değeri ABD Doları karşısında kote edilen finansal enstrümanların yüzünün gülebileceği yeni bir periyodun başında olduğumuzu düşünüyoruz. Sonuç itibariyle çok uzun bir müddettir arkası ardı kesilmeyen faiz artırımları ile doların güçlü seyrine daima birlikte tanıklık ettik. Artık ise yavaş yavaş doların elinin yavaşlamasını bekliyoruz. Portföylerde dolar tartısının azaltılarak EUR ve GBP’ye de baht verilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Hisse senetleri için zayıf performans kaydeden gelişmekte olan ülke borsalarının ön plana çıkabileceğini düşünüyoruz. ABD tahvil faizlerinde aşağıya dönen tarafın devam etmesini bekliyoruz. Bunun da gelişmekte olan ülke eurobondlarına ek alım getireceğini öngörüyoruz. Altın, zayıf dolar teması ile 1,990 dolar düzeyine bu sabah dayansa da, ruhsal 2bin dolar düzeyi kalıcı olarak geçilmeden yeni bir heyecan içine girmeme noktasında kararlıyız. Bitcoin için ise ümitli olduğumuzun altını çizmek isteriz. TL cephesinde ise tahvil piyasasına da girmek için pusuda bekliyoruz.
Ama, rallide nefeslenme var
Amerikan tahvil faizlerinin gerilemesi ve havanın optimist olmasına karşın dün akşam ABD borsalarının geceyi hayal kırıklığı yaratan kestirimlerin akabinde Cisco ve Walmart’ın baskısıyla yatay hatta hafif gerileyerek tamamladı. Yeni gün başlangıcında ise pasifiğin başka ucunda olumsuz bir seyir görülüyor. Alibaba Group’un Hong Kong payları, ABD’nin yapay zeka uygulamalarında kullanılan yarı iletkenlerin Çin’e ihracatına getirdiği kısıtlamaların körüklediği belirsizlikleri münasebet göstererek bulut işini bölme planlarından vazgeçmesinin akabinde %10 bedel kaybetti. Bu sabah Hong Kong borsası %2’nin üzerinde düşüş kaydederken, gösterge endeks Tokyo borsası ise yatay bir seyir izliyor.
Mali piyasaların gündeminde bugün Türkiye cephesinde piyasa iştirakçiler anketi dışarıda ise İngiltere’de perakende satışlar, Euro Bölgesi enflasyon ve ABD’de konut dataları takip edilebilir.
Yabancı alanlara geri dönüyor
11 Kasım ile biten haftaya ilişkin TCMB datalarına nazaran, yabancı yatırımcıların tahvil portföyünü 131 milyon dolar artış kaydederek uzun bir ortanın ardından birinci defa manalı fiyatta yükseldi. TL tahvil faizlerinin cezbedici düzeylere geldiğini not edelim.
Kıbrıs İktisat Bankası günlük bülteninden alıntıdır
