Yatırımcılar son yıllarda siyasetin boş gürültüsünü görmezden gelip, şirket karları ya da para siyasetinin detayları üzere somut mevzulara odaklanıyor. ABD’de Kasım başkanlık seçimleri yaklaşırken Wall Street şimdiden başlayan tarihi hengameye omuz çevirdi.
Mali varlıkları siyasi gelişmelerden arındırarak fiyatlama tüm dünyada yaygın. Örneğin yaklaşan Birleşik Krallık genel seçim kampanyasının ülkenin pay senetleri ve tahvilleri üzerinde önemli yahut kalıcı bir iz bırakması pek mümkün değil. Haziran başında yapılacak AB parlamentosu oylamasını takip eden yatırımcı bulmak da sıkıntı. Kimi stratejistler hala yatırımcıların ABD siyaseti konusunda hal almasının çılgınlık olduğunu öne sürüyor. Sonuçta, 2016’da yaygın olarak kabul edilen, Donald Trump’ın zaferinin ABD pay senetlerine ziyan vereceği tarafındaki korku gerçek çıkmadı.
Ancak Kasım ayındaki başkanlık seçimleri yaklaştıkça, bu “sakin ol ve işine bak” tutumunun kırılması olası. Bunun ilk nedeni ABD’de maliye siyasetinin şirazesinde büsbütün çıkıp, yakın gelecek için yüksek risk içermesi. Denetimsiz ve bol keseden hükümet harcamaları, global finansal sistemin temeli olan ABD devlet tahvillerinin istikrarı için risk oluşturuyor. Tahvil fiyatları cari faiz oranının hatırlattığından biraz daha zayıf düzeylerde, bu da birtakım politik risklerin yavaştan fiyatlandığı manasına geliyor.
Velakin, ABD siyasetinde en büyük hengame ve piyasaların yeterince takdir etmediği sistemsiz göç üzerine. Bu başlıkta ekonomik riskler vahim ve iki adayın kökten farklı duruşları seçim sonuçlarının kırılma noktaları üretebileceğini düşündürüyor.
Fon yöneticileri salgının akabinde birçok yanılgı yaptı. Bunlardan biri, karantinaların akabinde şaşırtan derecede güçlü tasarruflarla desteklenen ABD tüketicisinin doymaz harcama iştahı. Bir başkası ise ABD’nin gevşek bütçe siyasetinin sağladığı ekonomik takviye. Ancak en büyük şok Kongre Bütçe Ofisi’ne nazaran pandemiden evvel varsayım edilen 1 milyona kıyasla 2023’te 3 milyonun ABD’ye göç etmesi oldu.
Göç, ABD iktisadını büyüterek daha fazla tüketime yol açtı. Lakin tıpkı vakitte fiyat taleplerini de sınırladı. Bunun sonucunda enflasyon umulandan daha süratli gerileyip, faizlerin yakında düşeceği beklentilerinin artmasına yardımcı oldu. Kimi analistler göçün Fed’in tercih ettiği çekirdek enflasyonun yarım puan kadar bastırılmasına neden olduğunu düşünüyor.
PGIM Sabit Gelirli Yatırımlar Ünitesi başkanı Greg Peters, “Geçen yıl göç değerli bir faktördü” dedi. “İşgücü arzındaki bu genişleme ücretlerde baskıyı hafifletti ve enflasyonun bir ölçü düşmesine imkan sağladı. ABD’nin ekonomik mucizesi öykümüzün bir kısmı göçle ilgili.”
Seçim kampanyası sırasında, Trump ABD’nin “asil kanını zehirlediğini” söylediği göçü engellemek için toplu hudut dışı operasyonları vadediyor. Birtakım siyasi analistlere nazaran Turmp bu mevzuda çok önemli. İş kümeleri, göçmenlere yönelik önemli baskının değerli bir ucuz işgücü kaynağını emek pazarından dışlayacağı görüşünde.
Başkan Joe Biden, ülkenin güney hududundan gelen rekor seviyedeki göç meselesini ele alması için Demokratların da baskısı altında.
Bazı yatırımcılar göçle çaba tartışmasını yakından izliyor. PineBridge Investments’ın çoklu varlık başkanı Michael Kelly, “Hisse senetlerinin uçurumun kenarına itildiği senaryo geliyor siyasetten” dedi. Trump’ın en sevdiği bahislerden ikisi (ithalat vergilerinin artırılması ve göç sorunlarına yönelik sert tutum), faiz artışlarını tekrar gündeme getirebilecek dozda enflasyonu azdırabilir. Deutsche Bank’ın iktisat ekibi, “2024 ABD seçimleri yaklaşırken bu mevzunun Wall Street’te ön plana çıkmasını bekliyoruz” dedi.
Politika, son dakikaya kadar piyasalar için değerli değil. Sonbahar yaklaştıkça, yatırımcılar için Trump’ın telaffuzunun rahatsız edici gerçekliğine dikkat etmekten öbür seçenek kalmayacak.
Kaynak: Markets cannot keep ignoring Trump’s bid for re-election
