Türkiye’de halka arzların sayısındaki harika artışa bağlı olarak 500 liralık 1000 liralık birikimleriyle yavaş yavaş borsaya ısınmaya başlayan küçük yatırımcıları bekleyen önemli tehlikeler, Sermaye Piyasası Konseyini da rahatsız ediyor.
Geçmiş yıllarda 1 milyonun altında bulunan yatırımcı sayısı, son halka arzlarla birlikte 8 milyona dayanınca bu alanın otoritesi SPK, küçük yatırımcıyı müdafaa ismine harekete geçti. Bilhassa toplumsal medya hesapları aracılığıyla “çaktırmadan” yatırımcıları muhakkak paya yönlendirenlerin bu işten çıkar sağladığını tespit eden SPK, önemli tedbirler almaya hazırlanıyor.
Dünkü gazetemizde Şebnem Turhan imzasıyla yayımlanan haberde, SPK Lideri İbrahim Ömer Gönül’ün toplumsal medyada pay senedi al önerisi verenlerle, eğitim ismi altında pay yönlendirmesi yapanların, hatta direkt pay pazarlayan hesapları tespit ettiklerine yönelik bilgiler yer aldı. Gönül, bu aksiyonlar sonucu menfaat temin ettiği tespit edilen bireylere idari para cezası uygulandığı üzere haklarında cürüm duyurusunda da bulunulduğunu kaydetti. Gönül, son etapta toplumsal medya hesaplarının kapatılması olduğunu belirtti.
Ancak büsbütün düzgün niyetle küçük yatırımcıyı müdafaa telaşıyla hareket eden SPK’nın, toplumsal medya hesaplarına yönelik yaptırımlar noktasında işi nitekim epeyce sıkıntı. Zira mevzuat, bırakın SPK’yı, bu işlerle ilgili düzenleyici, denetleyici misyonu bulunan Bilgi Teknolojileri İrtibat Konseyine (BTK) bile yetki vermiyor.
Şöyle ki BTK, şu anda yalnızca internet sitelerine yönelik müdahale edebiliyor. O da bir internet sitesine erişimi engellemesi halinde, kısa müddet içinde mahkeme kararını da iletmesi gerekiyor. SPK’nın müdahale etmek istediği toplumsal medya hesaplarına ise Türkiye’de hiçbir kamu otoritesinin müdahale yetkisi bulunmuyor. En yaygın toplumsal medya hesapları Twitter, İnstagram, Facebook’un merkezi ABD, TikTok ise Çin merkezli.
Bu mevzuda en fazla yapılabilecek müdahale, ilgili toplumsal medya şirketine başvurmak. Lakin gerek geride bıraktığımız seçim devrinde gerekse uzun müddettir, Türkiye’nin tüm itirazlarına karşın hiçbir toplumsal medya hesabı kapatılmadı. Sonuç olarak Türkiye’de internet sitelerine erişimi engelleme konusunda kısmi yetkisi bulunan kamunun, ferdî toplumsal medya hesaplarına müdahale yetkisi bulunmuyor.
Bu yüzden SPK’nın küçük yatırımcıları muhafaza ismine, tespit edebildiği bireylere yönelik para cezası ve kabahat duyurusunda bulunma yanı sıra küçük yatırımcıları da bu şahısları dikkate almamaları konusunda uyarma dışında elinden çok fazla bir şeyin gelmesi mümkün görünmüyor.
Bu makale birinci olarak Ekonomim üzerinde yayımlanmıştır.
